Anadolu’nun yöresel dokumaları ‘Türkiye Dokuma Atlası’ standıyla istanbul’a taşındı. Stant, Ankara Cumhurbaşkanlığı Stant Salonu’ndan daha sonra İstanbul Tophane-i Amire’de kapılarını açtı.
Olgunlaşma Enstitüleri’nin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan Türkiye Dokuma Atlası Projesi, Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Uzunluğu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafınca yürütülüyor. İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin takviyeleri, Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı da takviye veriyor.
Koordinatörlüğünü Ayşe Dizman, küratörlüğünü de Güneş Güner’in yaptığı stantta, bölgesel rotalar izlenerek Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir ortaya getirilen 140’ı aşkın dokuma türü yer alıyor. Ayrıyeten koleksiyoner Yusuf İyilik’in koleksiyonundaki Osmanlı Kumaşları’ndan parçalar da bulunuyor. Proje, Türkiye’nin klasik dokumalarına bir daha hayat verme ve onları milletlerarası alanda tanıtma maksadını taşıyor.
“Kültürel mirası geleceğe taşımada kıymetli bir misyon”
Klâsik sanatları, özüne sadık kalarak, çağdaş dizaynlarla buluşturmanın Türkiye Dokuma Atlası Projesinin vizyonunu oluşturduğunu söyleyen Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Türkiye’de yaklaşık 24 tane Olgunlaşma Enstitülülerimiz var. Bu enstitülülerin amacı bulundukları vilayette farklı medeniyetlerin bu topraklardaki izlerini takip ederek, bir daha hayata kavuşturmak, yeni formlarla zenginleştirerek vatandaşımızın kullanmasına eriştirmek. Bugün Türkiye’nin Dokuma Atlası da motamot bu olgunlaşma enstitülerimizin bu misyonundan bu vizyonundan yola çıkarak Türkiye’nin dört bir noktasındaki dokuma ile ilgili kumaşlarından tekniklerine kadar tüm müktesebatı bir ortaya getirip vatandaşlarımızın görmesine ve bu kültürel mirasın geleceğe taşınmasıyla ilgili fazlaca kıymetli bir misyonu yerine getiriyor. Yalnızca dokuma dokumacılık alanında değil başka tüm alanlarda onları bir taraftan yaşatarak günümüze taşıyarak bir taraftan da yeni formlarla günlük yaşama enjekte ederek ne kadar geleceğe taşıyabilirsek 21. yüzyılda kimlikli bir ülke olarak ayakta kalma bölgesinde argüman sahibi olma, dünyada kelamı geçen bir ülke olma yolunda da o kadar ilerlemiş oluruz.” dedi.
“Türkiye’nin Dokuma Atlası Projesi bir milat”
TİM Lideri İsmail Gülle ise, “Anadolu coğrafyamızın en nadide kültürel hazinelerinden biri pozisyonundaki dokuma kültürü, esaslı Türk dokumacılık tarihimizin tasarım ve üretim gücünü göz önüne seriyor. Bu tarihi mirasın gün yüzüne çıkarılarak korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında, Türkiye’nin Dokuma Atlası Projesi bir milat. Güçlü tasarım gücüne sahip dokuma kültürümüz, proje ile bir arada aslına uygun olarak yaşayacak ve yaşatacak; bununla birlikte ülkemizi markalaştırılarak, global ölçekte Türkiye’nin katma pahalı ihracat artışına takviye sağlayacak. İhracat ailesi olarak bizler de, ecdadımızın izinde, kıymetlerimizi geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm kıymetlerimize el birliği ile sahip çıkarak ihracatla yükselen iktisadımızı fazlaca daha ilerilere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum. Bu minvalde, Türkiye Dokuma Atlası Projesi çok pahalı.” biçiminde konuştu.
Türkiye Dokuma Atlasını tüm dünyaya tanıtacak
Türk dokumacılık dalının yıllık 13 milyar dolarlık ihracat muvaffakiyetini kültürel mirastan beslenen güçten aldığını söyleyen İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Lideri Ahmet Öksüz ise, şunları kaydetti: “Türkiye Dokuma Atlası projesiyle yalnızca oluşturulan enstalasyonlarla geçmişe ışık tutmuyoruz. beraberinde kaybolmaya yüz tutan klasik dokuma kültürümüzün korunarak yaşatılmasını ve bu kültürel birikimimizin geleceğe aktarılmasını amaçlıyoruz. Bu çerçevede yakın vakit önce Dokuma Atlası Projemizin çıktılarını, dünyanın en itibarlı kumaş fuarlarından biri olan Premiere Vision Paris’te ve Dubai Expo Türkiye pavilyonunda milletlerarası kamuoyu ile paylaştık. Önümüzdeki dönemde de Türkiye Dokuma Atlası Projesini başta ABD olmak üzere tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Çünkü bu projenin paydaşlarından biri olarak; geçmişle gelecek içinde kurulan bu köprüde rol oynamak ve bu tarihi mirasın küresel ölçekte bilinirliğini artırmak, birliğimiz ve sektörümüz ismine değer biçilemez öneme sahip.”
Olgunlaşma Enstitüleri’nin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan Türkiye Dokuma Atlası Projesi, Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Uzunluğu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafınca yürütülüyor. İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin takviyeleri, Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı da takviye veriyor.
Koordinatörlüğünü Ayşe Dizman, küratörlüğünü de Güneş Güner’in yaptığı stantta, bölgesel rotalar izlenerek Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir ortaya getirilen 140’ı aşkın dokuma türü yer alıyor. Ayrıyeten koleksiyoner Yusuf İyilik’in koleksiyonundaki Osmanlı Kumaşları’ndan parçalar da bulunuyor. Proje, Türkiye’nin klasik dokumalarına bir daha hayat verme ve onları milletlerarası alanda tanıtma maksadını taşıyor.
“Kültürel mirası geleceğe taşımada kıymetli bir misyon”
Klâsik sanatları, özüne sadık kalarak, çağdaş dizaynlarla buluşturmanın Türkiye Dokuma Atlası Projesinin vizyonunu oluşturduğunu söyleyen Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Türkiye’de yaklaşık 24 tane Olgunlaşma Enstitülülerimiz var. Bu enstitülülerin amacı bulundukları vilayette farklı medeniyetlerin bu topraklardaki izlerini takip ederek, bir daha hayata kavuşturmak, yeni formlarla zenginleştirerek vatandaşımızın kullanmasına eriştirmek. Bugün Türkiye’nin Dokuma Atlası da motamot bu olgunlaşma enstitülerimizin bu misyonundan bu vizyonundan yola çıkarak Türkiye’nin dört bir noktasındaki dokuma ile ilgili kumaşlarından tekniklerine kadar tüm müktesebatı bir ortaya getirip vatandaşlarımızın görmesine ve bu kültürel mirasın geleceğe taşınmasıyla ilgili fazlaca kıymetli bir misyonu yerine getiriyor. Yalnızca dokuma dokumacılık alanında değil başka tüm alanlarda onları bir taraftan yaşatarak günümüze taşıyarak bir taraftan da yeni formlarla günlük yaşama enjekte ederek ne kadar geleceğe taşıyabilirsek 21. yüzyılda kimlikli bir ülke olarak ayakta kalma bölgesinde argüman sahibi olma, dünyada kelamı geçen bir ülke olma yolunda da o kadar ilerlemiş oluruz.” dedi.
“Türkiye’nin Dokuma Atlası Projesi bir milat”
TİM Lideri İsmail Gülle ise, “Anadolu coğrafyamızın en nadide kültürel hazinelerinden biri pozisyonundaki dokuma kültürü, esaslı Türk dokumacılık tarihimizin tasarım ve üretim gücünü göz önüne seriyor. Bu tarihi mirasın gün yüzüne çıkarılarak korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında, Türkiye’nin Dokuma Atlası Projesi bir milat. Güçlü tasarım gücüne sahip dokuma kültürümüz, proje ile bir arada aslına uygun olarak yaşayacak ve yaşatacak; bununla birlikte ülkemizi markalaştırılarak, global ölçekte Türkiye’nin katma pahalı ihracat artışına takviye sağlayacak. İhracat ailesi olarak bizler de, ecdadımızın izinde, kıymetlerimizi geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Tüm kıymetlerimize el birliği ile sahip çıkarak ihracatla yükselen iktisadımızı fazlaca daha ilerilere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum. Bu minvalde, Türkiye Dokuma Atlası Projesi çok pahalı.” biçiminde konuştu.
Türkiye Dokuma Atlasını tüm dünyaya tanıtacak
Türk dokumacılık dalının yıllık 13 milyar dolarlık ihracat muvaffakiyetini kültürel mirastan beslenen güçten aldığını söyleyen İstanbul Dokumacılık ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Lideri Ahmet Öksüz ise, şunları kaydetti: “Türkiye Dokuma Atlası projesiyle yalnızca oluşturulan enstalasyonlarla geçmişe ışık tutmuyoruz. beraberinde kaybolmaya yüz tutan klasik dokuma kültürümüzün korunarak yaşatılmasını ve bu kültürel birikimimizin geleceğe aktarılmasını amaçlıyoruz. Bu çerçevede yakın vakit önce Dokuma Atlası Projemizin çıktılarını, dünyanın en itibarlı kumaş fuarlarından biri olan Premiere Vision Paris’te ve Dubai Expo Türkiye pavilyonunda milletlerarası kamuoyu ile paylaştık. Önümüzdeki dönemde de Türkiye Dokuma Atlası Projesini başta ABD olmak üzere tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Çünkü bu projenin paydaşlarından biri olarak; geçmişle gelecek içinde kurulan bu köprüde rol oynamak ve bu tarihi mirasın küresel ölçekte bilinirliğini artırmak, birliğimiz ve sektörümüz ismine değer biçilemez öneme sahip.”