LEVENT TÜZEMEN – ÖNDERLER BELLİ!
İskoçya ve Çekya maçları gösterdi ki; A Ulusal Kadro, EURO 2024’e Hakan Çalhanoğlu ve Cengiz Ünder’in liderliğinde hazırlanacak. Sakatlık olmadığı sürece Stefan Kuntz kadroyu belirlerkilk evvel Hakan-Cengiz ikilisini yazacak akabinde öbür isimleri belirleyecek. İki ulusal maça kadar bu biçimde tesirli bir Hakan Çalhanoğlu izlemedim. Kuntz’un daha hayli yurt haricinde oynayan oyunculardan oluşturduğu A Ulusal Kadro’yu Hakan bir orkestra şefi üzere yönetti.
Kaptan sahanın her yerine ayak izini bırakırken, epeyce koştu, hayli çalıştı, ısrarla rakibi kovaladı, rakipten top çaldı, atak kesti, arkadaşlarını atağa taşıdı, tesirli paslar attı ve alkışlanan futbolunu iğne deliğinden geçen bir vuruş kararı golle süsledi. Cengiz Ünder’in alıştığımız kişisel yeteneğine dayalı futbolunun dışına çıktığını gördük. Cengiz’in, Hakan üzere pas oyununu tercih etmesi, kritik kilit paslar atması ve bilhassa birinci golde ayağındaki topu Enes’in koşu yoluna bırakması akıl doluydu. İki maçta gözlemlediğim en değerli detay, Dünya Kupası niçiniyle verilen ortada birfazlaca oyuncu tatile çıkarken A Ulusal Kadro’ya çağrılan oyuncuların alanda nazaranv yaparken, “Bu maçlar angarya” niyetinde olmayıp istekli ve coşkulu oynamalarıydı. Bu davranış alkışlanacak hoşluktaydı.
Kuntz, elindeki genç ve yetenekli takımın değerini bilmeli ve hemen ekibe kalıcı bir oyun anlayışı yüklemeli. Bir maç 3’lü öbür maç 4’lü savunma oynamak “Ezber oyun” kazanma alışkanlığına ziyan verir.
NOT: Cüneyt Çakır’a Türk futboluna kazandırdığı gururlar ismine teşekkür ediyorum. TFF’nin jübile yapması epeyce hoştu. Keşke Çakır’ın yol arkadaşları Tarık Ongun ile Bahattin Duran da jübilede olsaydı.
TURGAY DEMİR – ÖNDER HAKAN!
Milli Kadro üç gün ortayla İskoçya ve Çekya’yı tıpkı skorla mağlup ederken, yıllardır ay-yıldızlıları çıplak gözle izlemeye hasret Diyarbakır ve Gaziantepli futbolseverleri de ayrıyeten memnun etti. İki maçtan anladığım şu; kadrodaki birtakım deneyimli isimler devre dışı kalınca Hakan Çalhanoğlu fazlaca daha fazla sorumluluk almaya başlamış. Aşikâr ki, rahatlamış!. Tıpkı biçimde Kuntz’un da başı epeyce rahat üzere. Alman teknik adamın asıl maksadı da Hakan ve Cengiz Ünder liderliğinde bir grup oluşturmak sanırım.
Kuntz, Hakan ve Cengiz’in oyun karakterlerine benzeri özelliklere sahip oyuncuları bir ortada kullanarak ayağa oynayan bir ekip yaratma peşinde. Birinci defa oynayanların da hayli rahat göründükleri bir ortam var Ulusal Kadro’da ve bu fazlaca değerli. Demek ki gençlerin üzerinde bir baskı yok. Samet Akaydın, Onur Bulut, Salih Özcan, Doğukan Sinik, Enes Ünal, Arda Güler, Tayyip Talha, Kuntz’un planlamasına uygun isimler. İki hazırlık maçının da genel olarak hocayı memnun ettiğine eminim. Kadroda ahenk var, beraberlik var ve uğraş var. Kalite aslına bakarsanız var.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, geride kalan senelerdan hayli daha düzgün bir Ulusal Ekip izleyeceğimizin sinyallerini aldık. Bu da az şey değil. Bravo çocuklar. Bravo Kuntz…
İskoçya ve Çekya maçları gösterdi ki; A Ulusal Kadro, EURO 2024’e Hakan Çalhanoğlu ve Cengiz Ünder’in liderliğinde hazırlanacak. Sakatlık olmadığı sürece Stefan Kuntz kadroyu belirlerkilk evvel Hakan-Cengiz ikilisini yazacak akabinde öbür isimleri belirleyecek. İki ulusal maça kadar bu biçimde tesirli bir Hakan Çalhanoğlu izlemedim. Kuntz’un daha hayli yurt haricinde oynayan oyunculardan oluşturduğu A Ulusal Kadro’yu Hakan bir orkestra şefi üzere yönetti.
Kaptan sahanın her yerine ayak izini bırakırken, epeyce koştu, hayli çalıştı, ısrarla rakibi kovaladı, rakipten top çaldı, atak kesti, arkadaşlarını atağa taşıdı, tesirli paslar attı ve alkışlanan futbolunu iğne deliğinden geçen bir vuruş kararı golle süsledi. Cengiz Ünder’in alıştığımız kişisel yeteneğine dayalı futbolunun dışına çıktığını gördük. Cengiz’in, Hakan üzere pas oyununu tercih etmesi, kritik kilit paslar atması ve bilhassa birinci golde ayağındaki topu Enes’in koşu yoluna bırakması akıl doluydu. İki maçta gözlemlediğim en değerli detay, Dünya Kupası niçiniyle verilen ortada birfazlaca oyuncu tatile çıkarken A Ulusal Kadro’ya çağrılan oyuncuların alanda nazaranv yaparken, “Bu maçlar angarya” niyetinde olmayıp istekli ve coşkulu oynamalarıydı. Bu davranış alkışlanacak hoşluktaydı.
Kuntz, elindeki genç ve yetenekli takımın değerini bilmeli ve hemen ekibe kalıcı bir oyun anlayışı yüklemeli. Bir maç 3’lü öbür maç 4’lü savunma oynamak “Ezber oyun” kazanma alışkanlığına ziyan verir.
NOT: Cüneyt Çakır’a Türk futboluna kazandırdığı gururlar ismine teşekkür ediyorum. TFF’nin jübile yapması epeyce hoştu. Keşke Çakır’ın yol arkadaşları Tarık Ongun ile Bahattin Duran da jübilede olsaydı.
TURGAY DEMİR – ÖNDER HAKAN!
Milli Kadro üç gün ortayla İskoçya ve Çekya’yı tıpkı skorla mağlup ederken, yıllardır ay-yıldızlıları çıplak gözle izlemeye hasret Diyarbakır ve Gaziantepli futbolseverleri de ayrıyeten memnun etti. İki maçtan anladığım şu; kadrodaki birtakım deneyimli isimler devre dışı kalınca Hakan Çalhanoğlu fazlaca daha fazla sorumluluk almaya başlamış. Aşikâr ki, rahatlamış!. Tıpkı biçimde Kuntz’un da başı epeyce rahat üzere. Alman teknik adamın asıl maksadı da Hakan ve Cengiz Ünder liderliğinde bir grup oluşturmak sanırım.
Kuntz, Hakan ve Cengiz’in oyun karakterlerine benzeri özelliklere sahip oyuncuları bir ortada kullanarak ayağa oynayan bir ekip yaratma peşinde. Birinci defa oynayanların da hayli rahat göründükleri bir ortam var Ulusal Kadro’da ve bu fazlaca değerli. Demek ki gençlerin üzerinde bir baskı yok. Samet Akaydın, Onur Bulut, Salih Özcan, Doğukan Sinik, Enes Ünal, Arda Güler, Tayyip Talha, Kuntz’un planlamasına uygun isimler. İki hazırlık maçının da genel olarak hocayı memnun ettiğine eminim. Kadroda ahenk var, beraberlik var ve uğraş var. Kalite aslına bakarsanız var.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, geride kalan senelerdan hayli daha düzgün bir Ulusal Ekip izleyeceğimizin sinyallerini aldık. Bu da az şey değil. Bravo çocuklar. Bravo Kuntz…