Işi̇d İslam Devleti Mi ?

Aylin

New member
IŞİD İslam Devleti Mi?

IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti), dünya genelinde büyük bir tehdit olarak kabul edilmiştir ve bu grup, İslam dünyası ile ilgili pek çok tartışmaya yol açmıştır. IŞİD'in İslam devleti olup olmadığı, hem dini hem de siyasi açıdan önemli bir sorudur. Bu makalede, IŞİD'in gerçek anlamda bir İslam devleti olup olmadığına dair tartışmalar incelenecek ve bu soruya dair farklı bakış açıları değerlendirilecektir.

IŞİD'in Kuruluşu ve İdeolojisi

IŞİD, 2006 yılında Irak'ta, Al-Kaide'nin bir yan kolu olarak kuruldu. Grup, özellikle Sünni İslam'ı benimseyen bir ideolojiye dayanıyordu ve amacı, Irak'ta ve ardından Suriye'de halifelik kurmaktı. 2013 yılında Suriye'deki iç savaşın ortasında, grup kendisini "Irak ve Şam İslam Devleti" olarak ilan etti ve kısa bir süre içinde büyük bir toprak parçasını kontrol altına aldı. Bu süreçte, dünya çapında terörist eylemler ve katliamlarla adını duyurdu.

IŞİD, İslam'ın temel öğretilerine dayandığını iddia etse de, pek çok İslam alimi ve dini lideri, grubun uygulamalarının gerçek İslam'la uyumsuz olduğunu savunmaktadır. Bu noktada, IŞİD'in kendisini İslam Devleti olarak tanıtması, geniş çaplı bir dini tartışmaya neden olmuştur.

IŞİD ve İslam: Gerçek Bağlantı Var mı?

İslam, barış dini olarak kabul edilen bir inanç sistemidir. Kuran, şiddet ve terörizmi onaylamaz, aksine hoşgörü, adalet ve merhamet gibi erdemleri vurgular. Bununla birlikte, IŞİD’in uygulamaları, İslam’ın öğretileriyle ne kadar uyumludur? Çoğu İslam alimi, IŞİD’in temel aldığı öğretilerin sapkın olduğunu ve İslam’ın ruhuna aykırı olduğunu belirtir. IŞİD, şiddet ve terörü bir araca dönüştürerek, dini ideolojiyi yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamakta, İslam’ın özünden sapmaktadır.

IŞİD’in uyguladığı katliamlar, idamlar, kölelik ve dini azınlıklara yönelik saldırılar, İslam’ın temel ahlaki değerleriyle bağdaşmamaktadır. İslam’da, savaş sadece savunma amacıyla ve belirli kurallar çerçevesinde yapılabilirken, IŞİD, şiddeti bir güç aracı olarak kullanmaktadır.

IŞİD'in Halifelik İlanı: Dini ve Siyasi Bir Yönelimi Mi?

IŞİD, 2014 yılında, Irak’ın Musul şehrini ele geçirerek, "Irak ve Şam İslam Devleti"ni ilan etti. Bu, tarihteki birçok halife tarafından yönetilen "halifelik" sistemine benzer bir yapıyı benimseme çabasıydı. Ancak, halifelik, sadece dini bir liderlik değil, aynı zamanda siyasi bir yapıdır. İslam tarihinde halifelik, İslam toplumunun birliğini temsil ederdi, ancak IŞİD'in halifelik ilanı, tüm İslam dünyası tarafından kabul edilmedi. Birçok İslam ülkesinin lideri, IŞİD’i, İslam’ın gerçek temsilcisi olarak görmemiştir. Dolayısıyla, IŞİD'in halifelik ilanı, dini bir figür olmaktan çok, siyasi bir yönelim taşımaktadır.

IŞİD, kendi ideolojisine uygun olarak, dini ve siyasi güçleri birleştirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu birleştirme çabası, geleneksel İslam anlayışına tamamen zıt bir şekilde, şiddet ve zorbalık ile şekillenmiştir. Bu sebeple, IŞİD’in bir İslam devleti olup olmadığı sorusu, yalnızca dini değil, aynı zamanda siyasi bir sorudur.

IŞİD ve İslam Dünyasında Tepkiler

IŞİD’in kuruluşu ve faaliyetleri, dünyanın dört bir yanında büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. İslam ülkeleri, IŞİD’in eylemlerini kınamış ve grubu, İslam ile ilişkilendirmemiştir. Birçok İslam alimi ve dini lider, IŞİD’in İslam’a zarar verdiğini ve grubu terörist bir örgüt olarak tanımlamaktadır.

Sünni İslam’ın daha geniş bir yorumu olan bazı gruplar, IŞİD’i İslam’ın gerçek temsilcisi olarak görseler de, büyük çoğunluk tarafından dışlanmıştır. Örneğin, Suudi Arabistan, Türkiye, Mısır ve diğer İslam ülkeleri, IŞİD’i terörist bir örgüt olarak kabul etmekte ve bu gruptan kesin bir şekilde ayrılmaktadır. Bu tepkiler, IŞİD’in İslam dünyasında ne denli yabancı bir hareket olduğunu ve geniş bir dini konsensüs tarafından dışlandığını göstermektedir.

IŞİD ve Şiddet: İslam’a Zıt Bir Uygulama

IŞİD, şiddeti ve terörü, ideolojisinin temel taşlarından biri haline getirmiştir. İslam, barış dini olarak kabul edilse de, IŞİD, Kuran’ın bazı ayetlerini ve hadisleri, kendi siyasi ve askeri hedefleri doğrultusunda yorumlamaktadır. Bununla birlikte, İslam’ın özünde şiddet, sadece savunma amaçlıdır ve hiçbir şekilde masum insanlara yönelik terör eylemlerini meşrulaştırmaz.

IŞİD’in uyguladığı infazlar, halkı tehdit etme, kadınları köle olarak kullanma gibi faaliyetler, tüm İslam dünyasında büyük bir tepkiyle karşılanmaktadır. Bu tür uygulamalar, İslam’ın ahlaki ve etik değerleriyle bağdaşmaz ve İslam’a zarar verir. Dolayısıyla, IŞİD’in kendisini İslam devleti olarak tanıtması, pek çok İslam ülkesinin ve liderinin kesin bir şekilde reddettiği bir iddiadır.

Sonuç: IŞİD Gerçekten Bir İslam Devleti Mi?

IŞİD, kendisini "İslam Devleti" olarak tanımlasa da, İslam ile olan bağlantısı tartışmalıdır. Çoğu İslam alimi, IŞİD’in İslam’ı çarpıttığını ve dini öğretileri sadece kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını belirtmektedir. İslam, barışçıl bir inanç sistemine dayanırken, IŞİD şiddet ve terörü bir araç olarak kullanmaktadır. IŞİD’in halifelik ilanı, sadece dini değil, aynı zamanda siyasi bir hareket olarak görülmektedir.

Sonuç olarak, IŞİD bir İslam devleti değil, kendi ideolojisini dayatan ve şiddetle yöneten bir terörist örgüttür. İslam, IŞİD’in eylemleriyle değil, hoşgörü, barış ve adaletle ilişkilendirilmelidir. Bu nedenle, IŞİD’in kendisini İslam devleti olarak tanıtması, yalnızca bir propaganda aracıdır ve gerçek anlamda İslam’a ait bir hareket olarak kabul edilemez.
 
Üst