Esra ÖZARFAT
BURSA – Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050 yılına kadar karbon nötr bir Avrupa maksadı ile kriterlere uymayan tüm mamüllerin ithalatına ek vergiler getirebileceğine dikkat çeken Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Lideri ve Otomotiv Sanayisi İhracatçıları Birliği (OİB) Lideri Baran Çelik, “Gümrük Birliği mutabakatımız bulunsa dahi AB pazarında rekabetçiliğimizi olumsuz etkileyebilir. 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş periyodu başlayacak. Bu üç yıllık süreyi güzel değerlendirip gerekli tedbirleri alarak karbon vergisine karşı hazırlıklarımızı tamamlamalıyız. Her dönüşüm ortasında risk ve fırsatlar barındırır. Bu dönüşümü muvaffakiyetle gerçekleştiren firmalarımız gelecekte de yerlerini alacaklar” dedi.
Yeşil dönüşüme yönelik yatırımların teşvik edilmesi ve endüstride kullanılan gücün yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi gerektiğine işaret eden Çelik, “Yenilenebilir gücün ve güç verimliliğinin sağlanması, üretimde karbonsuzlaşma için önemli” diye konuştu. Türkiye’nin Asya’daki dev tedarikçilere göre Avrupa pazarına yakın olmasının nakliyat kaynaklı karbon salınımını azaltmak isteyen bölge ülkeleri için bir alternatif oluşturduğuna vurgu yapan Baran Çelik, ulaşım altyapısını karbonsuzlaştırmaya yönelik çalışmalarla ihraç mamüllerin Avrupalı alıcılar tarafınca daha fazla tercih edilebileceğini savundu. Çelik, ihracatçının katma pahalı eserlere yönelmesi gerektiğini, ülke ihracatı ortasında hissesi yüzde 3,5 olan ileri teknoloji mamüllerinin hissesinin yüzde 15’lere çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Rekabet gücü için yeni teknolojilere yatırım çağrısı
Türkiye’nin en değerli pazarı olan Avrupa pazarını kaybetmemek ve otomotiv sanayisinin rekabet gücünü koruyabilmek için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapması gerektiğinin altını çizen Baran Çelik, “Sanayi ve güç stratejilerimizi Yeşil Mutabakat sistemine uyumlu olarak revize etmeli, bu bahiste yol haritamızı oluşturarak, karbon vergisine karşı hazırlıklarımızı süratle tamamlamalıyız. Otomotiv sanayimiz iklim krizinin getirdiği risk ve fırsatların belirlenmesi, sera gazlarının azaltılması, düşük karbon iktisadına geçiş, değişen iklim şartlarına ahenk konusunda gerekli adımları şimdiden atmaya başladı. OİB olarak 18 firma ile Otomotiv Bölümünde Yeşil Dönüşüm URGE Projesi’ni başlattık. Ayrıyeten 2 milyon Euro’luk “Türkiye Otomotiv Dalının Karbon Emisyon Seviyesinin Kıymetlendirilmesi ve Sera Gazı Net Sıfır Emisyonuna Sahip Olmak İçin Uygunlaştırma Alanlarının Belirlenmesi IPA III Projesi” başvurusunu da TİM’e ilettik” değerlendirmesini yaptı.
“Sürdürülebilir üretimin hissesini artırmalıyız”
AB’nin bu alanda sağlayacağı kaynaklardan yararlanılması gerektiğini söz eden UHKİB Lideri Nüvit Gündemir, ‘karbon ayak izi’ ve ‘sınırda karbon vergisi’ düzenlemelerinin hazır giysi bölümüne 200 milyon euro civarında maliyet getireceğini aktardı. Dokumacılık ve hazır giysi sanayisinin dünyada değerli ölçüde karbon emisyonuna niye olduğuna dikkat çeken Gündemir, “Kullanım ömrü dolan milyarlarca dolarlık dokuma ve hazır giysi materyalinin neredeyse tamamı tabiata atılıyor. Bu tabiat için tehdit oluştururken, milyarlarca dolarlık kaynak da israf oluyor. Hazır giysi bölümü olarak süratle sürdürülebilir kaynaklara yönelmek, sürdürülebilir üretimin hissesini artırmalıyız. Dünya ölçeğindeki biroldukça marka 2025’ten itibaren 5 yıl ortasında kademeli olarak tüm muhtaçlıklarını sürdürülebilir kaynaklardan karşılamayı planlıyor. Ekolojik tasarım ve sürdürülebilir kaynaklara dönüş teşvik edilirken ziyanlı kimyasallarla uğraş güçlendirilecek. Üretim süreçlerinin yanı sıra tedarik zincirinin tüm basamaklarında sürdürülebilirlik kriterlerine uygunluk aranacak” dedi.
Ekolojik Dokumalar için URGE
UTİB bünyesinde başlatılan Ekolojik Dokumalar URGE Projesi’nin devam ettiğini belirten Lider Pınar Taşdelen Engin şunları söylemiş oldu: “2021 yılında kümedeki 22 firmaya sürdürülebilirlik odağında 8 eğitim verilirken, Kurumsal Karbon Ayakizi Danışmanlık sürecine de eylül ayında başladık. UHKİB, BTSO iştirakinde kurduğumuz Bursa Teknoloji ve Uyum Ar-Ge Merkezimizde (BUTEKOM) bilhassa çevreci üretim konusuna odaklanan eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimler kapsamında çevresel hassasiyet, doğal liflerin yetiştirilme süreçleri, sentetik mamüllerin üretim emisyonları üzere fazlaca sayıda hususta firmalarımızı bilinçlendiriyoruz. Dokuma dalımızda firmalarımız çevreci üretime her geçen gün daha fazla adapte oluyorlar.”
BURSA – Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050 yılına kadar karbon nötr bir Avrupa maksadı ile kriterlere uymayan tüm mamüllerin ithalatına ek vergiler getirebileceğine dikkat çeken Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Lideri ve Otomotiv Sanayisi İhracatçıları Birliği (OİB) Lideri Baran Çelik, “Gümrük Birliği mutabakatımız bulunsa dahi AB pazarında rekabetçiliğimizi olumsuz etkileyebilir. 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş periyodu başlayacak. Bu üç yıllık süreyi güzel değerlendirip gerekli tedbirleri alarak karbon vergisine karşı hazırlıklarımızı tamamlamalıyız. Her dönüşüm ortasında risk ve fırsatlar barındırır. Bu dönüşümü muvaffakiyetle gerçekleştiren firmalarımız gelecekte de yerlerini alacaklar” dedi.
Yeşil dönüşüme yönelik yatırımların teşvik edilmesi ve endüstride kullanılan gücün yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi gerektiğine işaret eden Çelik, “Yenilenebilir gücün ve güç verimliliğinin sağlanması, üretimde karbonsuzlaşma için önemli” diye konuştu. Türkiye’nin Asya’daki dev tedarikçilere göre Avrupa pazarına yakın olmasının nakliyat kaynaklı karbon salınımını azaltmak isteyen bölge ülkeleri için bir alternatif oluşturduğuna vurgu yapan Baran Çelik, ulaşım altyapısını karbonsuzlaştırmaya yönelik çalışmalarla ihraç mamüllerin Avrupalı alıcılar tarafınca daha fazla tercih edilebileceğini savundu. Çelik, ihracatçının katma pahalı eserlere yönelmesi gerektiğini, ülke ihracatı ortasında hissesi yüzde 3,5 olan ileri teknoloji mamüllerinin hissesinin yüzde 15’lere çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Rekabet gücü için yeni teknolojilere yatırım çağrısı
Türkiye’nin en değerli pazarı olan Avrupa pazarını kaybetmemek ve otomotiv sanayisinin rekabet gücünü koruyabilmek için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapması gerektiğinin altını çizen Baran Çelik, “Sanayi ve güç stratejilerimizi Yeşil Mutabakat sistemine uyumlu olarak revize etmeli, bu bahiste yol haritamızı oluşturarak, karbon vergisine karşı hazırlıklarımızı süratle tamamlamalıyız. Otomotiv sanayimiz iklim krizinin getirdiği risk ve fırsatların belirlenmesi, sera gazlarının azaltılması, düşük karbon iktisadına geçiş, değişen iklim şartlarına ahenk konusunda gerekli adımları şimdiden atmaya başladı. OİB olarak 18 firma ile Otomotiv Bölümünde Yeşil Dönüşüm URGE Projesi’ni başlattık. Ayrıyeten 2 milyon Euro’luk “Türkiye Otomotiv Dalının Karbon Emisyon Seviyesinin Kıymetlendirilmesi ve Sera Gazı Net Sıfır Emisyonuna Sahip Olmak İçin Uygunlaştırma Alanlarının Belirlenmesi IPA III Projesi” başvurusunu da TİM’e ilettik” değerlendirmesini yaptı.
“Sürdürülebilir üretimin hissesini artırmalıyız”
AB’nin bu alanda sağlayacağı kaynaklardan yararlanılması gerektiğini söz eden UHKİB Lideri Nüvit Gündemir, ‘karbon ayak izi’ ve ‘sınırda karbon vergisi’ düzenlemelerinin hazır giysi bölümüne 200 milyon euro civarında maliyet getireceğini aktardı. Dokumacılık ve hazır giysi sanayisinin dünyada değerli ölçüde karbon emisyonuna niye olduğuna dikkat çeken Gündemir, “Kullanım ömrü dolan milyarlarca dolarlık dokuma ve hazır giysi materyalinin neredeyse tamamı tabiata atılıyor. Bu tabiat için tehdit oluştururken, milyarlarca dolarlık kaynak da israf oluyor. Hazır giysi bölümü olarak süratle sürdürülebilir kaynaklara yönelmek, sürdürülebilir üretimin hissesini artırmalıyız. Dünya ölçeğindeki biroldukça marka 2025’ten itibaren 5 yıl ortasında kademeli olarak tüm muhtaçlıklarını sürdürülebilir kaynaklardan karşılamayı planlıyor. Ekolojik tasarım ve sürdürülebilir kaynaklara dönüş teşvik edilirken ziyanlı kimyasallarla uğraş güçlendirilecek. Üretim süreçlerinin yanı sıra tedarik zincirinin tüm basamaklarında sürdürülebilirlik kriterlerine uygunluk aranacak” dedi.
Ekolojik Dokumalar için URGE
UTİB bünyesinde başlatılan Ekolojik Dokumalar URGE Projesi’nin devam ettiğini belirten Lider Pınar Taşdelen Engin şunları söylemiş oldu: “2021 yılında kümedeki 22 firmaya sürdürülebilirlik odağında 8 eğitim verilirken, Kurumsal Karbon Ayakizi Danışmanlık sürecine de eylül ayında başladık. UHKİB, BTSO iştirakinde kurduğumuz Bursa Teknoloji ve Uyum Ar-Ge Merkezimizde (BUTEKOM) bilhassa çevreci üretim konusuna odaklanan eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimler kapsamında çevresel hassasiyet, doğal liflerin yetiştirilme süreçleri, sentetik mamüllerin üretim emisyonları üzere fazlaca sayıda hususta firmalarımızı bilinçlendiriyoruz. Dokuma dalımızda firmalarımız çevreci üretime her geçen gün daha fazla adapte oluyorlar.”