Günlük ne kadar çikolata yenmeli ?

Aylin

New member
Günlük Ne Kadar Çikolata Yenmeli? Bir Hikâyenin İçinden Gelen Cevap

Selam forum ailesi,

Bugün sizlerle sadece bir sağlık konusu değil, aynı zamanda kalbinizden geçenleri ısıtacak bir hikâye paylaşmak istiyorum. “Günlük ne kadar çikolata yenmeli?” sorusu, kulağa sıradan bir diyet sorusu gibi geliyor belki. Ama benim anlatacağım hikâyede bu soru, bir insanın kendisiyle, sevgisiyle ve hayatla kurduğu ilişkinin merkezine oturuyor.

---

Bir Sabahın Sessizliği: Ali ve Elif’in Hikâyesi

Ali, sabahları disiplinli bir şekilde güne başlayan, mühendis bir adamdı. Hayatta her şeyin ölçüsüne, planına ve stratejisine inanırdı. “Her şeyin fazlası zarardır” onun mottosuydu. Kahvesini 120 mililitre, tostunu 80 gram peynirle hazırlardı.

Elif ise tam tersi; duygularıyla yaşayan, hayatın tatlarını sayıya dökmeyi sevmeyen bir kadındı. Psikologdu, insanın ruhunun da bir beslenmeye ihtiyacı olduğunu söylerdi. Onun için çikolata, sadece bir tatlı değil, ruhun dokunduğu bir anıydı.

O sabah, Elif mutfağa girdiğinde Ali yine çay bardağını ölçüyor, kalorisine göre kahvaltısını planlıyordu. Elinde bir bitter çikolata vardı.

Elif gülerek sordu:

— “Ne yapıyorsun o çikolatayla?”

Ali başını kaldırmadan yanıtladı:

— “Yarısını yiyeceğim. 15 gram. Fazlası şeker yüklemesi yapıyor.”

Elif kahkahasını tutamadı.

— “Hayatın 15 gramı olur mu Ali? Bazen 100 gram yesen bile eksik kalır.”

Ali bir an durdu. Kadının haklı olabileceğini düşündü ama alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemezdi.

---

Çikolata Kutusunun Ardındaki Hikâye

Elif’in masasının çekmecesinde küçük bir kutu vardı. İçinde çeşitli çikolatalar: sütlü, fındıklı, karamelli... Hepsini farklı günlerde, farklı insanlara göre seçerdi.

Bir danışanı ağladığında, “al bir parça çikolata” derdi, “çünkü bazı acılar şekerle yumuşar.”

Bir gün Ali, o kutuyu açtı. Şaşırdı.

— “Bu kadar çikolatayı neden tutuyorsun?”

Elif gülümsedi.

— “Çünkü her insanın bir parça mutluluğa ihtiyacı var. Bazen o mutluluk bir cümlede değil, bir kare çikolatanın tadında saklıdır.”

O an Ali, çikolatanın sadece bir kalori hesabı olmadığını anladı. Bu küçük karelerin içinde bir şey daha vardı: insanın kendine izin verme hakkı.

---

Erkek Akıl – Kadın Kalp: İki Dünya Aynı Sofrada

Ali’nin dünyası sayılarla doluydu. Çözüm odaklıydı; “Ne kadar yemeliyim?” sorusu onun için net bir cevaba sahipti: “Az ve kontrollü.”

Elif’in dünyasıysa sezgilerle örülmüştü. O, “Ne kadar yemeliyim?” sorusunu “Ne kadar mutlu hissetmeliyim?” diye çevirirdi.

Bu fark, onların aralarındaki dengeyi oluşturuyordu.

Bir akşam Elif, Ali’ye dedi ki:

— “Biliyor musun, seninle aynı masada olmak bile bir parça çikolata gibi. Tatlı ama kısa sürerse özletiyor.”

Ali bu söze güldü, ama derinlerde bir şey kıpırdadı. Belki de çikolatayı değil, hayatı fazla ölçüyordu.

---

Bilim Ne Diyor, Kalp Ne Hissediyor?

Ali’nin tarzıyla konuşursak: Bilim diyor ki, günde 20-30 gram bitter çikolata kalp sağlığına iyi gelir. Antioksidanlar sayesinde damarları rahatlatır, mutluluk hormonu olan serotonin salgısını artırır.

Elif’in diliyle söylersek: “Günde bir parça çikolata, kalbi tatlandırır, ama asıl mesele o çikolatayı kiminle paylaştığın.”

Bilim ve duygu arasındaki bu fark, tıpkı Ali ve Elif’in arasındaki fark gibiydi.

Biri ölçüyordu, diğeri hissediyordu. Ama sonunda ikisi de aynı şeye ulaşıyordu: dengeye.

---

Tatlı Bir Uzlaşma

Bir akşam Ali eve elinde bir paketle geldi.

Elif şaşkınlıkla baktı.

— “Ne o, yine yeni bir diyetsel ürün mü?”

Ali gülerek çantayı açtı, içinden bir kutu kaliteli bitter çikolata çıkardı.

— “Hayır. Bu sefer senin için. Ama paylaşmak şartıyla.”

İkisi mutfağa oturdu. Ali çikolatanın bir parçasını kırdı, Elif’in eline koydu.

Elif sessiz kaldı, sadece gözleriyle teşekkür etti. O an Ali anladı ki, çikolata yemek yalnızca bedeni değil, ilişkiyi de besliyordu.

Ve o gün, Ali’nin cevabı değişti.

Artık “Günlük ne kadar çikolata yenmeli?” sorusuna şu yanıtı veriyordu:

> “Mutluluğunu artırdığı kadar, suçluluk hissettirmediği kadar.”

---

Forum Ailesine Soru: Sizce Ne Kadar Yeterli?

Bu hikâyeyi yazmamın nedeni, sadece çikolata hakkında değil; hayatın tatları hakkında konuşabilmek.

Belki bazılarınız için çikolata bir ödül, kimimiz için bir kaçış, kimimiz için çocukluğun sesi…

Ama belki de esas soru şu:

> “Hayatta ne kadar mutluluk yemeye izin veriyoruz kendimize?”

Ali ölçerek yaşadı, Elif hissederek.

Peki siz hangi taraftasınız forumdaşlar?

Bir çikolata parçası gibi tatlı ama geçici anlara mı güvenirsiniz, yoksa ölçülü bir disiplinle uzun vadeli mutluluğa mı inanırsınız?

Yorumlarınızı merak ediyorum. Belki de hepimizin hayatında biraz Elif, biraz Ali vardır…

Ve belki de cevabımız, bir kare çikolatanın altındaki gülümsemede saklıdır.
 
Üst