Gerilim romanlarında zevk çok kişiseldir ve okuyucunun belirli hassasiyetlerine çok özeldir. Ama en çok sevdiklerim (nispeten) vücut sayılarında düşük, psikolojik entrikalarda yüksek ve sonuna kadar merak uyandırıcı olma eğilimindedir. Neyse ki, bu yıl pek çok kitap bu tanıma uyuyor. İşte favorilerim.
Salgının korkunç ilk günleri, Catherine Ryan Howard’ın hayatına tüyler ürpertici bir zemin oluşturuyor. 56 GÜN (Blackstone, 450 s. , 24.99 $), 2020 baharında Dublin’de geçiyor. Şehir alelacele karantinaya alınırken, yeni tanışan genç bir çift, o zamanlar pek çok kişinin yaptığı gibi bir şans almaya ve birlikte taşınmaya karar verir. Romantizmlerinin ayrıntılı bir yalan çalılığına dayanması ve içlerinden birinin muhtemelen bir katil olması dışında birbirleri için mükemmeller. Gerilim oluşur ve oluşur. Her şeyi çözdüğünü sanma – şok edici bir son dönüş var.
<saat/>
Bir grup zeki ama psikopat üniversite öğrencisi hakkında bir romanın bu kadar eğlenceli olacağını kim bilebilirdi? Vera Kurian’ın Geldiğimi HİÇ GÖRMEDİ (Park Row, 400 s. , 27.99 $), Washington, D.C.’deki kurgusal bir üniversitede, resmi olarak teşhis edilmiş bir grup psikopatın, toplumun suçlu olmayan üyeleri olup olmadıklarını görmek için bir araştırmaya katılma karşılığında ücretsiz eğitim ve yönetim kurulu aldığı kurgusal bir üniversitede geçmektedir. Ama biri onları birer birer öldürüyor, geri kalanını tek başına mı çalışacağına yoksa suçluyu yakalamak için güçlerini birleştireceğine karar veriyor. Kendi öldürücü niyeti, şaşırtıcı derecede güçlü ahlaki pusulasının yerini almayan anlatıcıya kök salmaktan kendinizi alamazsınız.
<saat/>
Geling Yan’ın GİZLİ KONUŞMACI (HarperVia, 150 s. , 23.99 $), insan kalbinin gizemlerine odaklanan daha sessiz, daha incelikli bir meseledir. Kahramanı, Kaliforniya’da yaşayan Çinli bir kadındır. Aniden, bir yabancıdan Amerikalı bir profesör olan kocasının onu hiç anlamadığını iddia eden bir e-posta alır ki durum bu olabilir. Cevap vermekten kendini alamaz; Birinin ruhunuzun içini gördüğünü düşünmek o kadar cezbedici ki ve ardından gelen yazışmalar onu şimdiki zamanı ile bir hesaplaşmaya zorlarken üzücü geçmişiyle yüzleşmesine neden oluyor. Gizli konuşan kim? En yakınlarımızı ne kadar iyi tanıyoruz ve yakınlık neden bu kadar acı verici?
<saat/>
Yazarın kullandığı garantili en çok satanı üretecek kadar mükemmel bir olay örgüsü gibi bir şey var mı? Bu, en azından ilk başta, PARSEL (Seladon, 336 s. , 28 $), Jean Hanff Korelitz’in şanssız bir yazar, bir gizem için harika bir fikri olan ve sonra ortadan kaybolan tatsız bir öğrenci ve kendi hikayesine dayanan bir kitabın yayınlanmasını izleyen tehlikeli komplikasyonlar hakkında bitmek bilmeyen eğlenceli romanı. emin ateş kavramı. “Konu” uzun ve karmaşık, ancak her kelime buna değer. Beklenmedik ve ürkütücü sona yaklaşırken, “konu”nun birden fazla anlamı olduğunu hatırlatırız.
<saat/>
Kredi. . . yok
Cinsel imalarla yalpalayan bir erkek resim öğretmeni, bastırılmış rahibeler tarafından yönetilen ve aşırı ısınmış ergen kızların doldurduğu bir İrlanda Katolik yatılı okuluna geldiğinde kesinlikle hiçbir şey ters gidemezdi. Rachel Donohue’nin heyecanlı çıkışında belirttiği gibi, bunun iyi bitmeyeceğini hayal etmek için bakire bir kız öğrenci olmanıza gerek yok. TAPINAK EVİ YOK OLAN (Algonquin, 304 s. , kağıt, 16.95 $). Öğretmenin kızlardan biriyle birlikte ortadan kaybolduğu korkunç bir skandalın ardından okulun kapanmasından yıllar sonra, bir gazeteci araştırmak için gelir. Aksiyon, hikayenin tamamı – o sırada herkesin fark ettiğinden daha trajik, ateşli ve duygusal olarak dolu – ortaya çıktıkça geçmiş ve şimdi arasında geçiş yapıyor.
<saat/>
Üretken ve sınırsız yaratıcılığa sahip İngiliz yazar Anthony Horowitz, New York Eyaleti Motorlu Araçlar Departmanı’nın bekleme hattında geçen bir gizemi fırlatıp atabilirdi ve bu yine de bir zevk olurdu. ÖLDÜRMEK İÇİN BİR HAT (Harper, 384 s. , 27.99 $), kendisinin daha sönük bir versiyonu olan yazar “Anthony Horowitz” hakkındaki son derece zekice meta-serinin üçüncüsü, kurgusal Horowitz’i, ona kendisinden biraz daha fazlası gibi davranan çileden çıkaran dedektif Daniel Hawthorne ile birlikte belirsiz bir edebiyat festivalinde bulur. Bir sekreter. Horowitz’in Watson’ına modern bir Holmes olan Hawthorne, zarif çözümüyle devreye girene kadar ipuçları opak ve gizem çözülemez görünüyor. Tatmin edici bir kimliğe sahip olmanın yanı sıra, kitap yazarların, acentelerin, yayıncıların ve edebi asalakların abartılı bir hicvi, yazarın kendisinin bilinçli bir gönderisi ve Gizemin Altın Çağına bir saygı duruşudur.
<saat/>
Jennifer McMahon’un en unutulmaz karakteri BOYLANAN TÜR (Scout Press, 320 s., 27 $) Brandenburg Springs, Vt.’de dilekleri yerine getiren ve rahatsızlıkları iyileştiren cinayet suyudur, ancak ücretsiz değildir. Bir mukim, uğursuzca, “Yaylar, verilene eşit bir fiyat gerektiriyor” diyor. Ölü insanlar onun karanlık derinliklerinde yaşıyor olabilir mi? Mahallenin alışılmadık derecede yüksek bir ölüm oranından muzdarip olduğu doğrudur. Anlatı, yeni bir eşin bir çocuğa hamile kalmasına yardım etmesi için kaynaklara yalvardığı 1929 ile bir sosyal hizmet uzmanının eve döndüğü ve akli dengesi yerinde olmayan kız kardeşini baharla beslenen yüzme havuzunda yüzüstü yüzerken bulduğu günümüz arasında geçer. teyzeleri bir nesil önce öldü. Sıradaki kim olacak?
<saat/>
Kredi. . . yok
Wayland Maynard henüz 8 yaşındayken, küçük bir Vermont kasabasında “nazik, ilkel, titiz” berber olan babasını kafasından vurduğunu gördü. Geride bırakılan not, Eric Rickstand’ın tuhaf ve sürükleyici romanına da adını veriyor. BEN OLDUMU DÜŞÜNDÜĞÜN KİŞİ DEĞİLİM (Blackstone, 229 s. , 25.99$). Wayland, yıllar sonra ailesi hakkındaki gerçeği öğrenmeye çalışırken, hem ilgi çekici bir mesaj hem de kırmızı bir ringa balığı. İşte diğer şeylerin yanı sıra ensest, zenginlik, cinayet ve ölümcül bir ateşi içeren eski moda bir Gotik masalı. Okuyucu, şok edici bir finalle karşılaşmadan önce birçok yanlış teoriyi aklından geçirecektir. En iç burkan an: Notun gerçekte ne anlama geldiğini anladığımız an.
<saat/>
Kuzey İrlanda’nın acımasız mezhep çatışması dönemi, 1998 barış anlaşmasıyla sona ermedi, diye hatırlatıyor Flynn Berry. KUZEY Casus (Viking, 278 s. , 26 $), eski şikayetler tarafından zehirlenen modern bir ulusun buzlu ve klostrofobik hikayesi. (Meyve meraklıları, başlığın bir elma türü olduğunu fark edecekler; hikayede geçiyor. ) Kitap başlarken, bir gazeteci televizyona bakar ve korkunç bir manzara görür – sevgili kız kardeşi, yün giymiş bir güvenlik kamerasına yakalanmıştır. ve bir benzin istasyonunu soymak. Daha da kötüsü: Kız kardeş, tüm aileyi tehlikeye atan ve polis muhbirleri, silah depoları ve ikili ve üçlü haçları içeren bir dizi karışık olaya dokunan İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun bir üyesi gibi görünüyor. Kim kimi gözetliyor? Trajik bir şekilde, tarafsızlık bir seçenek değildir.
<saat/>
ANOMALİ (Diğer Baskı, 400 s. , kağıt, 16.99 $)
Fransız romancı Hervé Le Tellier’in büyüleyici yeni romanı
, Amerika’ya Galyalı övgü yağmuruna tutuldu ve geçen yıl kazandığı Prix Goncourt’un ışıltısının tadını çıkardı. Hepsi zengin bir şekilde hak ediyor. “Alacakaranlık Kuşağı” ya da “Kara Ayna”dan gelmiş olabilecek yüksek konseptli bir olay örgüsüyle gizlenmiş, özgür irade, kader, gerçeklik ve varoluşun anlamı üzerine derinden etkileyen bir inceleme olan roman, Venn’in en mükemmelinde var. yüksek eğlencenin ciddi edebiyatla buluştuğu diyagramlar. Hikaye, korkunç bir fırtınaya karışan ve anlaşılmaz bir duruma giren Air France Flight 006’nın yolcularıyla ilgilidir. Anlatımı bilimsel teoriler ve felsefi tartışmalarla süsleyen Le Tellier, Adriana Hunter’ın çevirisinin yardımıyla hafif bir dokunuşla yazıyor, hatta cinselliğini gizleyen eşcinsel bir Nijeryalı pop yıldızından farklı karakterlere kadar çok çeşitli karakterlerle derinden ilgilenmenizi sağlıyor. Brighton Beach’te evcil kaplumbağasını seven istismara uğramış genç bir kız. Sonunda, bizi en temel ve acil soruları düşünmeye davet ediyor: Eğer hayat bizim kontrolümüz dışındaysa ve hepimiz nasılsa öleceğiz, nasıl yaşamalıyız?
<saat/>
Sarah Lyall, The Times’da geniş bir yazardır.
Salgının korkunç ilk günleri, Catherine Ryan Howard’ın hayatına tüyler ürpertici bir zemin oluşturuyor. 56 GÜN (Blackstone, 450 s. , 24.99 $), 2020 baharında Dublin’de geçiyor. Şehir alelacele karantinaya alınırken, yeni tanışan genç bir çift, o zamanlar pek çok kişinin yaptığı gibi bir şans almaya ve birlikte taşınmaya karar verir. Romantizmlerinin ayrıntılı bir yalan çalılığına dayanması ve içlerinden birinin muhtemelen bir katil olması dışında birbirleri için mükemmeller. Gerilim oluşur ve oluşur. Her şeyi çözdüğünü sanma – şok edici bir son dönüş var.
<saat/>
Bir grup zeki ama psikopat üniversite öğrencisi hakkında bir romanın bu kadar eğlenceli olacağını kim bilebilirdi? Vera Kurian’ın Geldiğimi HİÇ GÖRMEDİ (Park Row, 400 s. , 27.99 $), Washington, D.C.’deki kurgusal bir üniversitede, resmi olarak teşhis edilmiş bir grup psikopatın, toplumun suçlu olmayan üyeleri olup olmadıklarını görmek için bir araştırmaya katılma karşılığında ücretsiz eğitim ve yönetim kurulu aldığı kurgusal bir üniversitede geçmektedir. Ama biri onları birer birer öldürüyor, geri kalanını tek başına mı çalışacağına yoksa suçluyu yakalamak için güçlerini birleştireceğine karar veriyor. Kendi öldürücü niyeti, şaşırtıcı derecede güçlü ahlaki pusulasının yerini almayan anlatıcıya kök salmaktan kendinizi alamazsınız.
<saat/>
Geling Yan’ın GİZLİ KONUŞMACI (HarperVia, 150 s. , 23.99 $), insan kalbinin gizemlerine odaklanan daha sessiz, daha incelikli bir meseledir. Kahramanı, Kaliforniya’da yaşayan Çinli bir kadındır. Aniden, bir yabancıdan Amerikalı bir profesör olan kocasının onu hiç anlamadığını iddia eden bir e-posta alır ki durum bu olabilir. Cevap vermekten kendini alamaz; Birinin ruhunuzun içini gördüğünü düşünmek o kadar cezbedici ki ve ardından gelen yazışmalar onu şimdiki zamanı ile bir hesaplaşmaya zorlarken üzücü geçmişiyle yüzleşmesine neden oluyor. Gizli konuşan kim? En yakınlarımızı ne kadar iyi tanıyoruz ve yakınlık neden bu kadar acı verici?
<saat/>
Yazarın kullandığı garantili en çok satanı üretecek kadar mükemmel bir olay örgüsü gibi bir şey var mı? Bu, en azından ilk başta, PARSEL (Seladon, 336 s. , 28 $), Jean Hanff Korelitz’in şanssız bir yazar, bir gizem için harika bir fikri olan ve sonra ortadan kaybolan tatsız bir öğrenci ve kendi hikayesine dayanan bir kitabın yayınlanmasını izleyen tehlikeli komplikasyonlar hakkında bitmek bilmeyen eğlenceli romanı. emin ateş kavramı. “Konu” uzun ve karmaşık, ancak her kelime buna değer. Beklenmedik ve ürkütücü sona yaklaşırken, “konu”nun birden fazla anlamı olduğunu hatırlatırız.
<saat/>
Kredi. . . yok
Cinsel imalarla yalpalayan bir erkek resim öğretmeni, bastırılmış rahibeler tarafından yönetilen ve aşırı ısınmış ergen kızların doldurduğu bir İrlanda Katolik yatılı okuluna geldiğinde kesinlikle hiçbir şey ters gidemezdi. Rachel Donohue’nin heyecanlı çıkışında belirttiği gibi, bunun iyi bitmeyeceğini hayal etmek için bakire bir kız öğrenci olmanıza gerek yok. TAPINAK EVİ YOK OLAN (Algonquin, 304 s. , kağıt, 16.95 $). Öğretmenin kızlardan biriyle birlikte ortadan kaybolduğu korkunç bir skandalın ardından okulun kapanmasından yıllar sonra, bir gazeteci araştırmak için gelir. Aksiyon, hikayenin tamamı – o sırada herkesin fark ettiğinden daha trajik, ateşli ve duygusal olarak dolu – ortaya çıktıkça geçmiş ve şimdi arasında geçiş yapıyor.
<saat/>
Üretken ve sınırsız yaratıcılığa sahip İngiliz yazar Anthony Horowitz, New York Eyaleti Motorlu Araçlar Departmanı’nın bekleme hattında geçen bir gizemi fırlatıp atabilirdi ve bu yine de bir zevk olurdu. ÖLDÜRMEK İÇİN BİR HAT (Harper, 384 s. , 27.99 $), kendisinin daha sönük bir versiyonu olan yazar “Anthony Horowitz” hakkındaki son derece zekice meta-serinin üçüncüsü, kurgusal Horowitz’i, ona kendisinden biraz daha fazlası gibi davranan çileden çıkaran dedektif Daniel Hawthorne ile birlikte belirsiz bir edebiyat festivalinde bulur. Bir sekreter. Horowitz’in Watson’ına modern bir Holmes olan Hawthorne, zarif çözümüyle devreye girene kadar ipuçları opak ve gizem çözülemez görünüyor. Tatmin edici bir kimliğe sahip olmanın yanı sıra, kitap yazarların, acentelerin, yayıncıların ve edebi asalakların abartılı bir hicvi, yazarın kendisinin bilinçli bir gönderisi ve Gizemin Altın Çağına bir saygı duruşudur.
<saat/>
Jennifer McMahon’un en unutulmaz karakteri BOYLANAN TÜR (Scout Press, 320 s., 27 $) Brandenburg Springs, Vt.’de dilekleri yerine getiren ve rahatsızlıkları iyileştiren cinayet suyudur, ancak ücretsiz değildir. Bir mukim, uğursuzca, “Yaylar, verilene eşit bir fiyat gerektiriyor” diyor. Ölü insanlar onun karanlık derinliklerinde yaşıyor olabilir mi? Mahallenin alışılmadık derecede yüksek bir ölüm oranından muzdarip olduğu doğrudur. Anlatı, yeni bir eşin bir çocuğa hamile kalmasına yardım etmesi için kaynaklara yalvardığı 1929 ile bir sosyal hizmet uzmanının eve döndüğü ve akli dengesi yerinde olmayan kız kardeşini baharla beslenen yüzme havuzunda yüzüstü yüzerken bulduğu günümüz arasında geçer. teyzeleri bir nesil önce öldü. Sıradaki kim olacak?
<saat/>
Kredi. . . yok
Wayland Maynard henüz 8 yaşındayken, küçük bir Vermont kasabasında “nazik, ilkel, titiz” berber olan babasını kafasından vurduğunu gördü. Geride bırakılan not, Eric Rickstand’ın tuhaf ve sürükleyici romanına da adını veriyor. BEN OLDUMU DÜŞÜNDÜĞÜN KİŞİ DEĞİLİM (Blackstone, 229 s. , 25.99$). Wayland, yıllar sonra ailesi hakkındaki gerçeği öğrenmeye çalışırken, hem ilgi çekici bir mesaj hem de kırmızı bir ringa balığı. İşte diğer şeylerin yanı sıra ensest, zenginlik, cinayet ve ölümcül bir ateşi içeren eski moda bir Gotik masalı. Okuyucu, şok edici bir finalle karşılaşmadan önce birçok yanlış teoriyi aklından geçirecektir. En iç burkan an: Notun gerçekte ne anlama geldiğini anladığımız an.
<saat/>
Kuzey İrlanda’nın acımasız mezhep çatışması dönemi, 1998 barış anlaşmasıyla sona ermedi, diye hatırlatıyor Flynn Berry. KUZEY Casus (Viking, 278 s. , 26 $), eski şikayetler tarafından zehirlenen modern bir ulusun buzlu ve klostrofobik hikayesi. (Meyve meraklıları, başlığın bir elma türü olduğunu fark edecekler; hikayede geçiyor. ) Kitap başlarken, bir gazeteci televizyona bakar ve korkunç bir manzara görür – sevgili kız kardeşi, yün giymiş bir güvenlik kamerasına yakalanmıştır. ve bir benzin istasyonunu soymak. Daha da kötüsü: Kız kardeş, tüm aileyi tehlikeye atan ve polis muhbirleri, silah depoları ve ikili ve üçlü haçları içeren bir dizi karışık olaya dokunan İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun bir üyesi gibi görünüyor. Kim kimi gözetliyor? Trajik bir şekilde, tarafsızlık bir seçenek değildir.
<saat/>
ANOMALİ (Diğer Baskı, 400 s. , kağıt, 16.99 $)
Fransız romancı Hervé Le Tellier’in büyüleyici yeni romanı
, Amerika’ya Galyalı övgü yağmuruna tutuldu ve geçen yıl kazandığı Prix Goncourt’un ışıltısının tadını çıkardı. Hepsi zengin bir şekilde hak ediyor. “Alacakaranlık Kuşağı” ya da “Kara Ayna”dan gelmiş olabilecek yüksek konseptli bir olay örgüsüyle gizlenmiş, özgür irade, kader, gerçeklik ve varoluşun anlamı üzerine derinden etkileyen bir inceleme olan roman, Venn’in en mükemmelinde var. yüksek eğlencenin ciddi edebiyatla buluştuğu diyagramlar. Hikaye, korkunç bir fırtınaya karışan ve anlaşılmaz bir duruma giren Air France Flight 006’nın yolcularıyla ilgilidir. Anlatımı bilimsel teoriler ve felsefi tartışmalarla süsleyen Le Tellier, Adriana Hunter’ın çevirisinin yardımıyla hafif bir dokunuşla yazıyor, hatta cinselliğini gizleyen eşcinsel bir Nijeryalı pop yıldızından farklı karakterlere kadar çok çeşitli karakterlerle derinden ilgilenmenizi sağlıyor. Brighton Beach’te evcil kaplumbağasını seven istismara uğramış genç bir kız. Sonunda, bizi en temel ve acil soruları düşünmeye davet ediyor: Eğer hayat bizim kontrolümüz dışındaysa ve hepimiz nasılsa öleceğiz, nasıl yaşamalıyız?
<saat/>
Sarah Lyall, The Times’da geniş bir yazardır.